Şairler | Şiirler

Kırmızı

Kırmızı giysiler vardı üstünde
Ne giydiğini bilmedim altında
Tüllerle donanmıştı, raksediyordu
Kapalı bir kültürün her yanından fırlayan
Çizgileriyle raksediyordu....

Baktım, kırmızı giysiler duruyordu üstünde
Altında çırılçıplaktı
Ne beyaz etli kalçalar
Ne mavi gözlü bakışlar
Ne....
Diye sürdürüyordum ki...
Yanağına öpücük kondurdum
Her yanı kan içindeydi
Çırılçıplak bir acıydı
Acısına bile acı çekmek üzereydi
Sürdürüyordu direnişini etin
Sevişmeyi bile reddedecek denli acıydı
Gözlerinden öpüp reddettim...

Sonra, kırmızıyı giysiden çıkardım
Etinden ve bilincinden çıkaramadım
Güzel renkti doğrusu
Çıkaramadığıma kırmızıyı herşeyinden
Hoşnuttum...
II
Eli değince, önce sordu
Bu doğru mu?
Elinin sıcaklığı
Gözüne yansıyordu
Soruyordu
Bu doğru mu?

Bilmem ben mum ışığında ay yaratmayı
Görmem gözümün görmediğimi diyemem
Beyaz kağıtlardan hem ay hem güneş
Ve insan yaratmış bir kuşaktan geldim ben
Yazar dururum gönlüme değil aklıma
Her esende...

Yazılar geçer hayat sıcağında
Çocuk yazılarda dünyalar kurup
Sonra bozar, çocuktu, küçücüktü, diyemem
Yazılar yürüdü üstüne çocuğun
Yazılar vardı,iyiydi yürüdü üstüne
Yazılar vardı,kötü demem, yürümedi
Durdu çocuk yerinde, inatla....
Doğru diyemem bunlara...

Geniş ovalardan geniş geniş bir denize atlayıp yüzse çocuk.... oh derim.
III
Pandora`nın kutusu açılıp
Kötülükler saçıldı ortaya yeniden
Diyor ki benim tüm aklı evvellerim
Pandora yok, kutusu yok...
Kötülük ve iyilik te yok
Varolan insan ve gerçeği.

Promethe`nin bugün ve hergün yenilenen
Ciğeri ve yüreği var yalnızca...
Kartallar gagalıyor çünkü o Promethe diye..
Sisiphos da yok
Biz yarattık onu
Taşı dağın eteğinden tepesine sonra eteğine
Biz düşürdük diyette....
Gene biz diyetlere geldik
Aklımızda yeni epopelerle
Uzun olur Kırmızı
Tarih gibi kemirgen bir canlı
Kimini kemirir kimini kemirmez..

Aslolan acıdır evet yoksa diyet değil
Ve bir o gerçek çağ odağında
Toplum değil Birey...

Ve bireye dönük toplum
Baştan aşağı kızarır yüzünde kıpkırmızı...

Yok
Ellerimi boyayamam ben
Hele gözlerimi kızarsın diye
Bir beyaz tül çekerim kıyıya
Mavi denizlere dökülen damarların üstündeki
Mavi tülü çekiveririm kıyıya...
Yüzen tüm sandallar kızarır
Kıpkırmızı yüzüyle
Bu kıyılara yanaşır
Gördüm...

İnsandır o
Bireydir
Çağa yakışan
Üreten ve parçalayan
Parçalanan insandır o!...

Üreten ve tüketen
Kendini üretirken tüketendir o
İnsandır o

Tarih insanı yaratamaz, oluşturur...
IV
Tüm zamanların laneti birikse de üstüme
Acı çığlıklara hep bir kırmızı doluşacak
Sürüden ayırıp kendine bir insanı sevgi
Sunak taşına yatıracak, o ilkelliğin rengi
Asaletini kendi acısında bulacak
Kendi cehennemini yaratan tek varlık,
Kırmızı kanayacak kendisi olma bilincinde
İşte insan ve gerçeği..
V
Günbatımlarını içmiş bir acının rengi
Deniz balıklarının puluna kesilen el
Yar memesini okşarken kanamış kendine
Dudaklarının üstüne vurulmuş mühür
Kilitlenmiş kendine Pandoranın gizeminde
Kırmızıyı tarihinden taşımış acının rengi

Kırmızıyı çağırdığı doğruysa eğer acıların
Yüreğindeki paylaşımın sonsuz akışına koşuyorsa
Tayftaki renkleri aralayan bir el
Açıp maviyi kendisine yar ederken kanayan yürekle
Çizilmiş SU!!!ların ardından
Çıkıyorsa delikanlılığın günbatımındaki renge
Geliyorsa yüreğin içindeki köpüklerine denizin
Bu işte yüreğini çekip çıkarırken göğsünden
Kanadığı için kırmızı bir el...
VI
Kırmızı
Bazen sonsuzun kanaması kendine...

17.12.2000 (...) Ankara
.

Haldun Hakman

 

Haldun Hakman şiirleri

 

Populer Şairler