Şairler | Şiirler

Levha IV

geriye neyin boşluğu kalır,ihanet bizden ayrılınca siya?
ihanet,mademki doğurabileceğimiz bir cansa
hançeri bugüne kadar neden taşıdık karnımızda?
madem ki hakim mahkumdur gerçekte
neden bu yargılama?..cevap ver!
madem ki tek hüküm kılıçtır hükümdarda...cevap ver!
madem ki ölenle ölünmüyor gerçekte ip kimin boynunda?

levha.
işte gögsüne yazılmış,kurumuş kandan siyah işaret
o şarapnel çizgisi
dudaklarımın kıyısında zamana ilişkin bir ayet,insana ve asra
söyle siya,yalnızca kendine kapanmış kapıların şarkısını,
gecenin kanatları çarpıp dururken rüzğarda
neden gece eziyor yüreklerimizi siya
elin neden eziyor bizi...ve kanayan yüzümüz ekberin seccadesi güya
neden harap şehirler ayrılıkların habercisi siya?
ayaklar altında kalan anı parçaları
pusula dönüp hep onu gösteriyor,kendini işaret eder tanrı sürekli
tablet parçaları,ezilmiş taç yaprakları
ey eski öykülerin kararmış rengi
her şey bizden yola çıkıyor siya,her şey bizden ayrılmakta
ölen her zaman düşlerimizi götürüyor,kavuşturmak için en gidilmez uzağa

zehrin sırrı ancak içilerek çözülür.anla yüreğim!
anla yüreğim! cevabını bilmediğin tek soru ölüm mü?
dene!

levha.
işte toprağa yazılmış yazıgın,binlerce yıl beklemiş tohum
taşta gül olmak için,taşta gül olmak için.anla!
seninki siya,yolların yazgısı,sonunda belirsizliğe varan
sabaha yazılan ve siste gömülü muamma
bir ilk bakışa veren kendini ve görünmeyen bir daha
senin yazgın siya,rüzğara yazılan ve günlere...ve yağmura

levha.
çekip yazdın,yazdın kanınla
bütün aynaların buğusunda çizdiğin resim bu işte;kendi kanınla
ve şöyle dedin şehadet günü için;
yine göreceğim,yine göreceğim,yine göreceğim o zaman
o zaman,ancak sadece gözlerim şehla...
her şeyi okumak mümkün,yeterki dinmesin fırtına
her şeyi anlamak mümkün
toprağa kavuşmak mümkün siya!

levha.
okuyucu gelsin.kıpırdayan ilk dudak gibi kutsal
hira`nın nemli duvarlarında
içindeki muhammed`i uyandır...ve de ki,iqra!
adalet nedir gerçekten? söyle siya,zamanın kadın kuyumcusu
ey bir elinin kefesinde tartan ömrümüzü
bir elinin kefesinde ihanet dara...
açıkla! anlat! çöz kilitlenmiş yüreğin sihrini
gül neden kızıldır,güzellik demek anlatılabiliyor kanla?

levha.
ey bin yılın gizi,çürümeyen söz,taşlaşmış zaman,kırılmamış gerçek
aşkın gögse gömülü sandığında
kara,kara,kara
bir göz olmuş bakıyor tarih saçlarının arasında siya
nazar bir türlü değmiyor bıçağa
hiç bir boyunda körelmemiş kılıç
yüzyıl sabırsız hançer artık kınını parçalamakta...

levha.
sesizliğin tamamlayıcısı
dediler,ey anlatıcı sus artık,yorulma,
anlattığın her şey şimdi pazarda,yarın pazarda
ucuz cennet tasvirleri,aşılmamış yolların sülüsü mezatta
yine de vazgeçmeyen hattatın duygusu
bin zülfikar çizmekte çocukların kollarına

levha.
ceylanların kaçışını yazdığımız senin derindir siya
karnının gerilmiş gergefinde ferman,geçmiş mavisi bir tuğra
gövdene asılmış aşkın,o ölüm bildiriminin altında
siya,senin derine kırılan bir neslin soyağacı yazıldı
şehidler çetelesi tutulmuş bütün kollarında ....

Hüseyin Kaytan

 

Hüseyin Kaytan şiirleri

 

Populer Şairler