Şairler | Şiirler

Fırat`a Sesleniş

Fırat coşkun ve deli, Fırat azgın serseri,
Ne kadar zulüm yıkım varsa onun eseri
Boynunda kemend mi var akıyorsun pespaye
Başıboş mu kalmlışsın, ne hedef var,ne gaye
Ben sana sevdalıyım, bilmezsin asırlardır
Sana anlatacağım yığınca derdim vardır
Senden şikayetim var, akarsın deli dolu
Senden vefa bekliyor bu mahzun Anadolu
Neden kendinde değil,sarhoş geçer her demin
Seninle anlaşmıştık,hem kavil hem de yemin
Tersine akıtmalı, seni durdurup baştan
Mahrum etmeli seni, hem sudan hem de aştan
Biz görmezken gün yüzü, senin yüzün parıldar
Sana dar gelmelidir, sığdığın yatağın dar
Anlatsam dinler misin, belki saatler boyu
Gece uzar gün uzak, karanlıklar kopkoyu
Sana anlatmam lazım iknaya mecburum ben
Yıllardır ezilmişim, mazlumum mağdurum ben
Köyümüz yerle yeksan şehirde varoştayım
Bana zindan bu halim, sanki bir koğuştayım
Geçmiyor gayri zaman, sen sınırlar aşarken
Senin umurunda mı, biz perişan yaşarken
Ey Fırat! sen gamsız, sen çilesiz şeysin
Biz esir, biz biçare bize Fırat neylesin
Ama yürek bu işte,doldu mu taşar böyle
Haksız mıyım ey Fırat, şimdi doğruyu söyle
Bize umut vermeli, bize can katmalısın
Vardığın her sınırda bunu anlatmalısın
Senin adın dillerde, benim dilim ellerde
Kim bilir yadımızı koydun hangi ellerde
Haykırışım feryadım belki de beyhudedir
Çektiğim çile, azap bu yürekte ukdedir
Lügatları devirdim tarif için halimi
Ben sustum, sen çağladın güçlendirdik zalimi
Ne benim feryatlarım, ne çağlayışın
Ya benim çilem yalan, ya senin ağlayışın
Sana vasıl olmanın bir yolu vardır amma
Sen o büyük cüssenle bir sırsın, bir muamma
Ben sana haykırmaya, davete mecbur muyum?
Lal olsun benim dilim, kurusun benim huyum
Hiç aklına gelmez mi, yadına düşmez miyiz?
Böyle perişan, mahzun kalacak bir biz miyiz?
Yeter artık bu halin, beni çıldırtıyorsun,
Bana korku türleri dersleri veriyorsun.
Sana taş mı diyeyim, zaten sen taş yiyorsun,
Ben karalar bağlarken, sen taşa bağla yosun.
Karanlık çöktü demin, yakamozlar belirdi,
Bu dertle nice mecnun nice bin kez delirdi.
Sana zulmü anlattım, suskunluğum bozarak,
Sana name yolladım, göz yaşımla yazarak.
Hiç karalar bağlamaz,anlamaz mısın yası,
Sele kapıldı gitti, milyonların hülyası.
Ah Fırat, zalim Fırat kar eridi bahardır,
Seni bekleyen nice kurak topraklar vardır.
Nasip olur mu bir gün kavuşmak bir tenhada,
Vuslatımız belki de artık öbür dünyada.
Özlüyoruz gün be gün, şırıltını sesini
Kime söylemektesin ağıtını ninnini?
Bize söyle, bizi duy, bize doğru ak biraz,
Nerde bahar mevsimi, nerde açar ak kiraz.
Durdurmaz sanıyordum ne duvar, ne set seni,
Yıldıramaz duyordum ne kin, ne haset seni.
Yatağına sığmayan bir er bilirdim seni
Tutmayan dizlerime bir fer bilirdim seni.
Artık ağlamalıyım söndü gözümün feri
Kaybetmek üzereyim sağ olan tek neferi
Dua ettim Rabbime birleştir gönlümüzü,
Ya bizi burda öldür, ya güldür yüzümüzü.
Gel artık zalim Fırat kollarını aç bana,
Ova, nehir, dereler yıllar var ki aç sana.
Yetmez mi bağırdığım bunca zaman, bunca gün,
Benim feryatlarımdan sen alınma, sen öğün.
Ümidim var bu zulüm sürmez ki haşra kadar,
Bize bir selam yolla, olsa da katre kadar.
Sen ummanı özlersin, dökülürsün taşarsın,
Kim bilir hangi ilden ne öyküler yaşarsın.
Sen beni bir başıma böyle bırak kimsesiz,
Sen deli-dolu Fırat, ben öksüz, garip, sessiz.

Mehmet Feyat

 

Mehmet Feyat şiirleri

 

Populer Şairler