Şairler | Şiirler

Hanımlarımız!

Evli erkekler olarak, fedakârlığımızın yanı sıra,
Cefalarımızı da, görmek durumundayız.
Nakarat halinde, hanımlar bizim,
Baş tacımız teranelerini, bir tarafa bırakıp,
Gerçeklerle yüzleşmeyi becerebilmeliyiz.
Evlenirken, iyi ve kötü günde sloganı ve vaadinin,
Her zaman tek taraflı gerçekleştiğini, görebilmeliyiz.
Hımbıl olmamak adına, nelere katlandığımızı bilmeliyiz.
Evlilik müessesesinin, uzun soluklu bir süreç olduğunu,
Bildiğimiz halde, tahammülsüzlük neyimize.
Gül dediğimiz, gülü ikram ettiğimiz,
İkna için diller döktüğümüz,
Hanımlar ne yazık ki bir müddet sonra,
Terakkiyi bırakıyorlar.
Mutat bir yaşantıya, adapte oluyorlar.
Ev işleri, beyin işleri, çocuk işleri,
Eş akraba gezmeleri derken,
Takatsiz kaldıklarından, elbette yoruluyorlar.
Bizler, akşam eve geldiğimizde,
Bir tebessümü dahi çok görüyorlar.
Yıllar ve yollar, bizlerden kaynaklanan anlaşılmaz tavırlar,
Kıskançlıklar, kitaplar ve romanlar ve bazen telefonlar,
Ve hatta çalıştığımız mekânlar, hanımlarımız için,
Önemli bir problem olduğunu bilmeliyiz.
Hanımlarımızın, bizler için fedakârlıklarını görürken,
Şu gerçeklerinde, altını çizmeyi becermeliyiz.
Sevgili hanımlarımız, hayat arkadaşlarımız,
Yatak paydalarımız, gönül dostlarımız,
Neslimizin devamı adına,
Yavrularımızı, bin bir zahmete katlanarak,
Bir müddet sonra bizlere, babalığı tattırırlar.
Onca fedakârlığa rağmen,
İşe gidecek rahatsız olmasın niyetiyle,
Sabaha kadar, çocuklarımıza bakarlar.
Bir zaman sonra, deformasyona uğrayan bedenleri,
Cazibesini kaybetmeye başlar.
İçselliğinde ki cevvaliyeti, bizim ihmalliğimizden,
Baskı altına alırlar. Sadece şefkat ve muhabbetimizin,
Her geçen gün azaldığına şaşarlar!
Teselli olarak, yavrusuna sarılırlar!
Hasret bırakıldığı, sevgi ve muhabbeti,
Çaresizliklerinden başka yerlerde ararlar.
Bu bir kitap, bir radyo, bir manzara, bir teyp, bir dizi,
Bir film ve bazen de, gönül dostları olurlar.
Hayat, asla boşluk kabul etmez deriz,
Fakat özellikle boşluğu bizler bırakırız.
İlgimizi ve sevgimizi, bizleri celbeden, cazip gelen,
Fingirdeyen, lisanı halini arz eden, başka bayanlara,
Bakarak, kimi zamanda konuşarak,
Ve bazen de kaçamaklar yaparak, keyfimizi yaşarız.
Oysaki bu kızlar, masun ve zarif halleriyle,
Bizlerle, evlenmeyi tercih etmişlerdi!
Hanımlarımızın, temel sorunlarının en başında,
Kendilerini, yenileyemediklerini söyleriz.
Fakat asla bu fırsatları vermediğimizden,
Nasıl olacaksa bunu onlardan bekleriz.
Manevi dinamiklerimiz yozlaştığından,
Bu devirlere cevap veremiyor deriz.
Kıyamete kadar, bu evrensel öğretilerin,
Baki kalacağını da, pek ala biliriz.
Hanımlarımız ne olur,
Kıskançlık krizine girmesinler.
Eşlerini asla takip etmesinler.
Onlara güvenmediklerini, alenen söylemesinler.
Bu tavırları, eşlerinin hem gönlünde,
Ve hem de zihninde bitirmesi demektir.
Sevginin, fedakârlığı gerektirdiğini, sürekli söyleriz,
Fakat bunu asla gerçekleştirmeyiz.
Hanımlarımız birde, çoğu zaman,
Evinin öznesini, unutuyorlar.
Unutulan bu özne, başka bir arzı mekânlarda,
Beklentilerini tatmin ediyorlar.
Kayın valideler, çok kıymetli,
Ve saygıdeğerdir muhakkak,
Yalnız her aklına gelenleri, konuşmamalılar.
Misafir olduklarını asla unutmamalılar.
Hanımlarımız, anneleri bir müddet kalıcı olarak,
Geldikleri zaman, maalesef ki,
Tüm ilgilerini onlara hasrediyorlar.
Bir müddet bu duruma sabrediliyor,
Çözüm bulunamayınca, kayınvalide,
Her geçen gün itici olmaya başlıyor.
Bunu fark etmeyen hanımlarımız,
Israrlarına devam etmelerinden,
Bu kez onlarda, itici olmaya başlıyorlar.
Yaşadığımız hayat şartları,
Tahammül sınırlarımızı aşındırıyor.
Sakinliği, kendimizi dinlemeyi, bir başka âlem de,
Gezmeyi, bazen zorunlu kılar.
Kabul edelim veya etmeyelim,
Kalbi ve zihni tekabülümüzü, terakkimizi,
Geliştirmediğimiz müddetçe bu sorunları,
Birileri ve bizler ve çocuklarımız,
Yaşamışlar, yaşıyorlar ve yaşayacaklar.

Mustafa Cilasun

 

Mustafa Cilasun şiirleri

 

Populer Şairler