Şairler | Şiirler

Absürd

Uzun süren bir aykırılık. Ne kadar sürdüğünü kestirmek güç. Olsa olsa on yıllık bir sürede oluştu bu aykırılık.

Kendini kendinde farketme çabası. Dışlaşma ve biryerlerden yeniden geliveren özgünlük arayışı. Bu arada birbirine karışan,bir türlü netleşmeyen yüzlerce anı`nın yavaş yavaş silikleşmesi.

Anıların arasından seçilen birkaçının donuk tablolar gibi insanın suratına bakıyor olması.

Zamanla bu donuk tablolar alışılmış birer ev eşyasıymışçasına eskiyip yıpranacaktır. Yenileri ile, yeni donuk tablolar ile değiştirilmek üzere bulundukları yerden alınıp bit pazarına olan kısa yolculuklarına çıkarılacaklardır.

Böyle bir yolculuğun er ya da geç oluşacağını akıllarına bile getirmeksizin, bu tabloların içindekiler, bir zamanlar anı olmayan kendilerini yaşarken, nasıl da sahiden üzülmüşler, sevmişler, sevilmişler, kavga etmişler, dayak yemişler, kızmışlar, içmişler, yemişler...Sonra, bir gün ansızın(?) olup bitti ile karşılaşmışçasına kendilerinden kopmuşlardır. Eski yaşamlarını ise çerçeveleyip, üstüne mat boyalar sürerek rafa kaldırmışlardır...

Zamanın hızla aktığını farketmeden bir on yılın geride kaldığını görmek. Bu süredeki kendi tablolarını, herbirinin nerelere dağılmış olduğunu bile bilmeksizin, aramak......Yeniden canlandırmaya çalışmak... Bu çaba ile yorulmak...
Sürekli düşünülen birey sorunlarının yıpratıcılığıyla ağır ağır zeka parlaklığını yitirmek. En temel yaşam olgularını bile algılamakta çekilen güçlük.

Yitirilen insanlar, insanca duygular ve sevgiler. Ve nihayet bütün bunların ardından gelen Bıkkınlık. Hiçlik duygusu. Özgüven yitimi. Yalnızlık. Yalnızlığı kırmak için başvurulan güncel çareler(!) Güncel yaşamda çekiştirilen evrensel(!) boyutlar. Özgünlük ve evrensellik. Evrenselin özgünlüğü(!) Birey ve Toplum. Çaresizlik. Umut. Erdem ve pislik. Bunaltı. Bulantı. Çekememezlik. Paylaşım. Mücadele. Teslimiyet. Horlanmak. Horlamak.Sevişmek. Nefret. Yemek, içmek, uyumak..

Tüm bunlar olurken biteviye okumak. Okunan kitaplarda kendi mat boyalı tablolarını aramak. Sürekli bir arayış. Kitapçıları dolaşmak. Daha çok, daha çok kitap almak. Okumak, yeniden okumak, daha çok okumak. Yaşanmışları yeniden yaşamaya yetişememek. Yaşanamamışların yaşanamıyacağını kestirmek. Her satır, her sözcük, her harf, nokta virgül, noktalı virgül şekline giren açılmış gözbebekleri ile bakmak........

Bir gün yirmiyedi yaşında olduğunu duyumsamak. Erken gelen bir yaşlılık duygusuyla bedenin gençliğini bağdaştırmakta çekilen güçlük. Beden gençliğine indirilmiş sayısız darbenin altında on yıl boyunca eğilmeye karşı duyulan hınç. Bu hınçla beyne biraz daha yüklenmek. Gelişim ile oluşan ortmadan kopuş. Aykırılık, aykırılığın her gün biraz daha artması. Kendini farketme çabası içinde güncelliğin kalabalığına sığınmak. Kendinden dışlaşırken sana yapıştırılıveren özgünlük. Özgünlüğünü haykıran insanların kendi seslerine duydukları tepki. Özdeşleşememenin yarattığı hayalkırıklıklarının parçalarını toplaman için yükselen yakarışlar. Ardından suçlamalar, karalamalar, sana karşı oluşan obalar. Oba komutanlarının direktifleri, zafer kutlamaları, yenilgi tesellileri, kışkırtmalar, kışkırtılmalar.

Özverisiz ve yalın olmayan sevgileri sonucunda oluşan sevgisizlikleri içindeki sürü halindeki insanlar. Seni çok(!) sevenler hiç(!) sevmeyenler. Aslında kendini sevemeyen, sevmeyi bilmeyenler.

Eksiklikleri sonucu içe kapanmış, korkudan çılgına dönmüş bir yığın küçük-burjuvanın dramı. Kendi yaşamları olmayan, başkalarınca yaşamış, tek ayak üstünde sek sek oynar gibi insandan insana atlamanın yolunu hep aramış çocuksu insanlar.

Ve senin yirmiyedi yaşında geliveren yaşlılık duyguların...

1982 Ankara

Haldun Hakman

 

Haldun Hakman şiirleri

 

Populer Şairler